3 Boyutlu TV Ne İşe Yarar?
Blu-ray medyasına kaydedilen 3D filmler, 3 boyutlu televizyonda izlenebilir. 3 boyutlu televizyon yayınları çoktan başladı. Özellikle spor aktiviteleri, özel kameralarla 3D olarak çekiliyor ve yayınlanıyor.
Fransa’da Orange, İngiltere’de televizyonlarda bazı lig maçlarını 3 Boyutlu yayınladı. Fransa’da düzenlenen Roland Garros tenis turnuvası 3 boyutlu yayınlandı. Eurosport ile işbirliği yapılarak, özel şifre kartlarıyla Avrupa’da 4000-4500, Türkiye’de 16 ayrı noktada bu yayınlar izleyiciye tanıtıldı. Doğa çekimlerinin, belgesellerin yakında 3 boyutlu olması gündemde. ABD’de Panasonic firmasıyla Nvidia’nın işbirliğinde anlaşmaya varıldı. Bu da işin oyun tarafı. Bilgisayarınıza revize ederek mevcut oyunları televizyonda 3 Boyutlu oynamanız mümkün. Nvidia sonbaharda Avrupa ile aynı zamanda Türkiye’ye gelecek. 3 Boyutlu gözlük ve ekran kartı içeren kitleri var. 1500 civarında bilgisayar oyununu 3D haline getirebiliyorlar.
3 Boyutlu video kameralar da sırada. İnsanlar diledikleri görüntüleri 3D çekecek ve izleyecek. Bu yılın sonlarına doğru bu kameraları görmeyi bekliyoruz.
NeoPDP teknolojisi nedir? Plazmaya karşı avantajları neler?
Bu teknoloji, plazma televizyonlara göre daha başarılı renk ve görüntü çözümüne imkân veriyor. 3 boyutlu görüntü oluşturmak zordur, klasik teknolojiye oranla görüntü üzerinde daha fazla sayıda işlem yapmak gerekir. Yeni plazma TV’lerde 600 Hz teknolojisi mevcut.
Orijinal yayın, saniyede 50 kare içeriyor. Bu 50 karenin her biri, 12 adet alt fotoğraf karesinden oluşuyor. Renk, tonlama, hareketli nesnelerin keskinliği yönünden sürekli olarak düzeltme yapılıyor. Bu işlemler sonucunda, hareketli görüntünün performansı, yani izlenebilirliği artıyor. Piyasadaki televizyonların neredeyse tümü, “full HD teknolojisi dahil” denilerek satılıyor. Bunların çözünürlüğüne bakarsanız 1080 satır görürsünüz. Verilen bilgi evet, doğrudur.
Oysa burada anlatılan sabit görüntünün çözünürlüğü. Ekrana bir fotoğraf görüntüsü verirseniz gerçekten 1080 satır çözünürlük alırsınız. Ama ekranda izlenen fotoğraf değil, hareketli görüntülerdir. Görüntüler hızlanmaya başladığında, full HD televizyonlar 1080 satır çözünürlük veremez. Bu nedenle, çoğu televizyonda hareketli görüntüyü netleştirmek için “hareket kompensasyon” teknolojilerine ihtiyaç duyulur.
LCD’lerde örneğin, 50 Hz olan cihazlarla 120 Hz olanlar arasında bariz fark var. O da yetmiyor, 200 Hz’e ihtiyaç duyuluyor. Plazma, doğal halde 100 Hz; üstüne Full HD’lerde olan +500, +600 Hz teknolojileri hareketli görüntüde avantaj sağlıyor. Diğer nokta tepki süresi; yani ekran üzerinde bir noktanın ışığını ne kadar sürede yakıp söndürebildiğimiz. Plazmalarda bu süre 0’a çok yakın, temsili olarak 0,001 milisaniye diyelim; esasında bundan çok daha küçük bir değer. Diğer teknolojilerde 2 - 4 milisaniye gibi değerler sözkonusu. Işığı hızla yakıp söndürebilmek, piksel üzerinde hızla değişiklik yapabilmeyi, görüntüde hareket izi (after image) denen sorunların ortadan kalkmasını sağlıyor.
Plazma teknolojisi evrimleşerek NeoPDP’ye dönüştü. Plazma panellerinin önünde cam bir tabaka vardır. O cam tabakaya gerek kalmadı. Yüksek kontrast filtresi doğrudan panelin üzerine yapıştı. Dolayısıyla, camdan kaynaklanan yansıma tamamen ortadan kalktı, televizyon iyice inceldi, enerji tüketiminde tasarruf sağlandı. Daha çok enerji tüketen plazma paneller, NeoPDP’lerde daha az enerjiye ihtiyaç duyuyor. 42 inç full HD NeoPDP G20 serisi, muadili LCD’lerle aşağı yukarı aynı, 135 Watt civarında enerji tüketiyor. Edge LED’ler biraz daha tasarruflu. Camın kalkmış olması, kontrast yönünden de avantaj getiriyor. Plazma öteden beri, ışığı kontrol edebilmek yönünden diğer teknolojilere kıyasla daha başarılı. Arka ışık kullanan teknolojilerde, arka tarafta ışık sürekli olarak açıktır, kapatamazsınız. Önde bulunan bir perdeleme sistemiyle ışık kontrol edilir, ama her zaman için ışık sızması söz konusudur. Dolayısıyla, arka ışık kullanan teknolojiyle siyah renk üretmek daha zor. Plazmada ise, 2 milyon pikselde ışığı kontrol etmek (dimming) mümkün.
Japonya’da Osaka ve Almanya’da Ludwig Maximillian üniversitelerinde yapılan çalışmalarla plazma ile LCD nin insan üzerindeki fizyolojik tesirleri incelenmiş. 3 kritere bakılmış:
TV izlerken insan gözü ne kadar hareketli? Göz bebeği ne kadar açılıp kapanıyor? Göz kırpma oranı ne? Göz yorgunluğuna ve gözün rahatsız olmasına da sebep olan bu faktörler incelendiğinde plazma ışığının, insan gözünü LCD’ye göre daha az yorduğu görülüyor. Tabii bölgelere ve insanlara bağlı olarak, Uzakdoğu’da ve Avrupa’da örneğin, sonuçlar değişebilir. Araştırma sonuçları üniversitenin web sayfasında var.
İnsan gözünün 3 boyut algısıyla televizyondaki 3D canlandırma (stereopsis) uygulaması birbirinden farklı. İki 2D görüntü, “active shutter” gözlüğün açılıp kapanmasıyla beyinde birleşiyor, 3D olarak algılanıyor. Oysa insan beyni, doğal haliyle 3D algılarken, paralaks dışında başka parametreleri, örneğin nesnelerin hareketini de dikkate alıyor.
Yorumlar ;
teşekkürler.
teşekkür ederiz, güzel makale.
Yorum Yap ;